Ebediyen Sessizlik

Ebediyen Sessizlik
 Karanlık, çok karanlık…
Ayın şairene ışığı bile yetmiyor bu karanlığı delip geçmeye. Uçsuz bucaksız bir siyahlık almış başını gidiyor. Zaman zaman içime derin sıkıntılar veriyor, hüznümü bir ok gibi firlatıveriyordu kalbimin ücra köşelerine. Hiç bir su derman olmuyor yüreğimdeki yangına. Bitmek bilmiyor karanlık günler, peşimi bırakmıyor. İzi silinmiyor derin yaralarımın. Vefasız duygularım bir bir terk ediyor bedenimi, karşı koyamıyorum. Gözümün önünde savaşan duygularım tutunamıyor artık bana. Alıştım mı yoksa zorla alıştırırdım mı bu sessizliğe. İnan ki sonsuz güzelliklerin peşine takılıp buralardan gidesim var. Çünkü burası canlı hayallerin ve umutların toprak altına usulca gömüldüğü yer. Zincirlerimi kırıp özgürce koşmak istiyorum. İçimdeki kara deliğe düşmek istemiyor, çırpınıyorum. Zira binlerce defa düştüm o deliğe. Ama bin birincisi yakıyor en çok canımı. İçimde sakladığım gül bahçelerinin her birini bir umut görüyorum. Açsınlar, solmasınlar diye mücadele veriyorum. Yok, yok… Olmuyor. Ben çocukların ve kadınların bir yerlerde gizlice ağladığı bir dünyada gülmeye cesaret edebilecek kadar güçlü değilim. Canımı yakıyor korku dolu bakışları, içime işliyor. 
Dur! Ya da ağlayan, gülümsemeleri solanların intikamı için gülmeli miyim? Bilmiyorum, daha doğrusu çözemiyorum içinde olduğumuz durumu. Sadece son bir yılda iki yüz yirmi bir kadın öldürüldü. Son üç yılda ise ölen kadın sayısı dokuz yüz otuz iki. Kadın neydi sizin gözünüzde? Anne, abla, kız kardeş, eş, arkadaş. Gerçekten bu kadar ucuz muydu hayat? Acımasız ve zalim miydi? Yoksa biz miydik buna izin verecek kadar aptal olan? Cevap veremiyorum. Haykırmak istiyorum sonsuz dehlizlere. Ama yapamıyorum, yapamıyoruz. İçimde kalan duygu kırıntılarım ile birlikte sessizliği seçiyorum. Zalimler hak ettiği mualemeyi görene kadar sessizliği…

www.google.com

Yorumlar

Popüler Yayınlar