Kalıplar İçinde Özgür Müyüz?
Peki biz gerçek anlamda kendi içimizde özgür müyüz?
Kalben, ruhen, bedenen özgür müyüz?
Haydi! Derin bir nefes alın ve kendinizi sorgulamaya başlayın.
Kendinizi hiç dinlediniz mi? İç sesiniz ne diyor, sizi nereye yönlendiriyor…
Kulak verin kendinize. Dinleyin, sorgulayın ve hatta gerektiği yerde ceza verin. Kendinizi kendinizden esirgemeyin. Benliğinizi koruyun. Kendinizi bulmaya çalışın. Tabiri caizse kuşu kafesten salın. Farklılaştırıp kanıksamaya çalışmayın. Herkesin farklı yetenekleri, beğenileri ve kendine göre getirileri vardır. Bizi biz yapan; bizi memnun eden ve etiketi bize en çok yakışandır. İnsan bazen olması gerektiği kılıfta değil, olmayı istediği kılıfa girmeye zorluyor kendini. Bu güç durum ise bizi biz olmaktan yani kendi benliğimizden kopartıyor. Bir süre sonra bambaşka biri olup ait olmadığımız bir kişiliğe bürünüyoruz. Çok yakından tanıdığımız bir bedenin içinde yabancı bir ruh var olmaya başlıyor. Egomuza zincir vursak ve kendi içimizde duygularımıza yabancılaşmamayı bilsek keşke.
Kolay olan kendimizi olduğumuzun dışında göstermektir. Meşakkatli olan ise kendimizi tanıyıp olduğumuz gibi görünmektir.
Biz bu yoğun, şaşalı görüntüsü ile cezbeden ve gizemi ile bizi yerle yeksan edecek kadar kudretli yaşantıda kendi içimizde gerçekten özgür müyüz?
Egomuz bize ayak bağı iken biz gerçekten özgür müyüz?
Herkes başlı başına bu evrende bir yer tutarken, herkes olduğu gibi güzelken, kim tarafından belirlendiği belli olmayan sahte kalıpların içine girmeye çalışmamız sizce doğru mu?
Yaşadığımız sürece umut varken, düşüncelerimiz ile düzeni değiştirmeye gücümüz varken neden kendimizi olmadığımız biri gibi gösterelim ki?
Bunun belli bir sınırı yok. Kalıplar ancak kendine güveni olmayanlar içindir. Eksikliklerimizi bir başkasının düşünceleri ile değiştirmemiz mümkün değil. Bizi biz yapan sadece bizim zihnimizde dans eden düşüncelerdir. Elbette okuyup araştırıp gelişmemiz gerekli çünkü her geçen gün imkanlar artıyor. Yanlış olan şey örneklerden yararlanmak değil, yanlış olan bir başkasının düşüncelerini kendi süzgecimizden geçirmeden, kendi eleğimizde elemeden hayatımıza birebir monte etmeye çalışmamız.
Yolculuk yapmak için bir taşıta ihtiyacımız yok. Yola çıkmak için yolda olmaya gerek yok. Yolculuk içsel de yapılabilir. İnsan kendi kalbinin bahçelerinde de gezintiye çıkabilir. Zihnindekileri yeniden keşfedebilir. Yeter ki kendimizi tanımak için bir adım atalım.
Şimdi bu adımı atmak için hala neyi bekliyoruz?
Yorumlar
Yorum Gönder